• FİLOGRAFİ BAŞLANGIÇ ALT ÖRGÜ YAPIMI


            Filografi desenimizi belirleyip çivilerimizi çaktıktan sonra, desen kağıdımızı söküyoruz. Sonra filografi sanatında mutlaka yapmamız gereken alt örgüyü örüyoruz. Bunu niçin yapmalıyız? Eğer direkt üst örgüye geçersek çivinin alt tarafı yeterince dolmadığından örgümüz zamanla çökme yaşayacaktır. Bu da görüntüyü bozar. Kırmızı çizgiyi takip edersek önce, 8 rakamı gibi çivilerin arasından ok yönünde dolaştırıcaz telimizi. 2. sırada ise yine kırmızı renkle gösterilen, U şeklinde telimizi çivilerin arasından geçiriyoruz. Böylece alt örgümüzü iki sıra olarak bitirmiş oluyoruz. alt örgü görüntüsü bu şekilde oluyor.
             Filografi sanatı emek ve sabırla olur. İlk etapta küçük desenlerle başlamak hem elin alışması hem de ilerde işlerimizin daha düzgün gözükmesi açısından önemlidir. Filografi sanatını kendi kendimize öğrenebilirmiyiz peki? Elbette öğreniriz. Ama ne kadar doğru olur yaptığımız işler. ''Filografi ne kadar basit bir sanat aman canım bunda yapamıycak ne var, alt tarafı bir çivi bir çekiç'' diyerek bize gelen filografi severler daha sonra filografi sanatının mutlaka eğitimle bir kurs merkezinden öğrenilmesi gerektiğinin daha doğru olacağını belirtirler. 
              Zamanla filografi sanatı diğer sanat dallarıylada birleşince ortaya çok daha değişik tablolar ortaya çıktı. Ahşap boyama, yağlıboya, ahşap yakma, cam mozaik, seramik , ahşap kütüğü, bakır...gibi bir çok alt zemin ve çerçeve uygulamaları gelişti ve gelişmeye devam ediyor.
             Ahşap olarak 12mm 18mm arası kavak kontra tahta kullanılması çivi çakımının kolay ve çivinin çaktıktan sonra sağa sola oynamaması açısından tercih ediliyor. Sunta ve mdf de diğer tercih edilen ahşaplardır.
             Ahşabımızın üzerine kumaş kullanacaksak başlangıçta kadifeyi tercih etmeliyiz. Yanlış yere çaktığımız çiviyi söktüğümüzde izi tüylerinden dolayı gözükmez. İlk defa yapacağımız filografi tablosunu deri kumaşa yaparsak eğer, yanlış çaktığımız çiviyi söktüğümüzde iz bırakacağından deriyi daha ileriki işlerimizde, elimiz düzgünleştiğinde tercih etmemiz daha güzel olacaktır. Ebru yapılmış kumaşlar, yağlıboya yapılmış tualler ya da kanvasa, ozalitçilerden çıkartılan baskıların üzerine işlenen filografi desenleri yine değişik bir hava katıyor bu sanata.
             Filografi sanatı bu işe emeği geçen sanatseverlerle büyümeye ve ortaya çıkan eserlerle bizleri kendine hayran bırakmaya devam ediyor. Bize düşen emeğe ve emekçiye saygı...
             

             


  • FİLOGRAFİ DESENLERİ


           Filografi desenlerini nereden buluyorsunuz diye soru soruluyor bize. Genelde internetten alıyoruz desenleri. Bu desenler hat yazıları, hayvan, çiçek resimleri, insan portreleri, manzara resimleri, takım veya firma logoları, siluetler olabiliyor. Filografiye uyarlamak istediğimiz deseni internette bulduktan sonra bir usb çoğaltıcıya aktarıp ozalitçi veya fotokopicilerde kağıda çıktısını alıyoruz. 
           Örneğin yapacağımız tahta 40*60 cm ölçülerinde olsun. Desenimizi 30*50 büyüklüğünde çıkartmamız uygun olur. Çünkü çerçeve payını vermek zorundayız. Desen tahta büyüklüğünde çıkartılırsa çerçevenin takılacağı alan bırakmamış oluruz. 25*35 cm tahta ölçüsünden daha küçük desenlerde 3 cm. pay yeterlidir. Facebook' ta Filografi Şablonları adlı sayfadanda desen konusunda yardım alabiliriz.
           Kumaşımızı zımba makinamızla tahtanın arkasına tutturduktan sonra desenimizi orantılı bir şekilde tahtaya yerleştiriyoruz. Koli bandıyla deseni tutturuyoruz ama açıkta kumaş gözüküyorsa üzerine bant gelmesin sökünce iz kalıyor. Ayrıca koli bandını desen çizgilerinin üzerinden de geçersek sökme işlemi esnasında bize kolaylık olur. Çivilerin arasında kağıt parçaları kalmamış olur. Çivinin yüksekliği 0,9mm-1 cm yüksekliği olması idealdir. Yani tahtanın üzerinde kalan kısım yaklaşık 1 cm idealdir. Tahta üzerinde kalan kısmı 1 cm.den de yukarıda bırakanlar var ama çivileri fazla yüksek bırakmak örerken teli çekme kısmında çivilerin eğilmesine sebep olabilir. 
            Artık çiviyi düzgün çakmanın kolay yolu çivi aparatı sayesinde kolaylaştı. Mıknatıslı olması, çivinin boyunu ve aralığını ayarlaması hem işlerimizin düzgün olmasını hemde çakım işinin çabuk bitmesini sağlıyor. 
            Çivilerimizi kaplamasız kullanmışsak eğer kağıdı kaldırmadan önce mutlaka çiviyi boyamamız gerekiyor paslanmaması için. Boya olarak sprey gümüş veya altın yaldız boya ya da galvenizli yaldız soba boyası kullanılmalıdır. Kaplamalı çivi kullandıysak bir daha boyamaya gerek yok. Kaplamalı çiviler filografide büyük kolaylık sağlamaktadır.
            Desen kağıdımızı söküyoruz. Çivi diplerinde kağıt parçaları kaldıysa eğer eğri uçlu bız, cımbız gibi aletlerle temizliyoruz. Sıra örmeye geldi. Desenimiz ve kumaşımıza uygun renkleri seçip uygun örgü tekniklerini kullanarak örgümüzü yapıyoruz. Bız yardımıyla telimizi çivi aralarından geçirip alt örgü kapanana kadar örüyoruz. Telimizi gererek çivilere tutturuyoruz. 
            Örgü çeşidi olarak verev sarım, daire sarım, teğet sarım, çift taraflı teğet sarım, yelpaze sarım, balık sırtı (saç örgüsü) gibi teknikler kullanılmaktadır. Bu örgüleri daha doğrusu filografiyi öğrenmek için mutlaka kurs merkezlerine ya da eğitimli hocaların atölyelerine gidip eğitim almamız gerekmektedir.
  • FİLOGRAFİNİN USTASI


              Filografi nedir? İlk nasıl ortaya çıktı? Filografi sanatı osmanlı zamanında başlar ve daha sonra ortadoğuya yayılır. Sadece tel ve çividen bu kadar güzel eser nasıl meydana geliyor? Kısaca tel ve çivinin aşkı dendi bu ikisine. Ve bu sanatıda  60 seneden fazladır uğraşan ve yurtiçi ve yurtdışında yaygınlaşmasına vesile olan kişi Saim Devrilmez' dir. Türkiye Elektrik Kurumundan emekli olduktan sonra filografi sanatıyla 50 sene hobi olarak uğraşır daha sonra ilk engelli kişilere öğretmeye başlar. Onların mutluluğla daha da mutlu olur. Ayrıca engelli kişilerin bir meslek sahibi olmasını sağlar. Yetiştirdiği öğrenciler tüm Türkiye' de ismek, halk eğitim ve özel atölyelerde eğitim vermektedirler.
              En büyük eseri 2,5m-1m büyüklüğünde Yusuf suresinin 101. ayetidir. yaklaşık 30.000 çivi ve 5kg tel kullanmıştır. Saim hoca daha çok büyük tablolar yapmayı sever. Büyük tablolar için kullanılan tahtalarda bazen bombeleşme olabildiğini ve bunun çözümü için el matkabı kullanılmasını tavsiye eder. 
              Saim hoca çivi aparatının filografiye yeni başlayanlara büyük kolaylık sağladığını söylüyor. Ayrıca filografi severlere üst dolguları kumaş gözükmeyecek şekilde doldurmalarını araya yaldız kağıt jelatin gibi şeyler koymanın filografi dışı bir hareket olduğunu belirtiyor. Bizden söylemesi...
              Saim hoca şu sıralar daha iyi bir kitap yazmak için uğraşıyor ve bununla ilgili çizimler yapıyor. Biz de dört gözle bu kitabı bekliyoruz. Çünkü hala teknikleri uygulamasını bilmeyenler ve bunu öğrenmek için öğretmen bulamayanlar var. 
             İnsanı çivilere vurdukça rahatlatan bir sanat dalı olmuştur filografi. Ve telleri dolayarak meydana gelen şekiller resimler tablolar bu renk cümbüşü insanı cezbediyor sanırım.
             Biz Denker ticaret olarak malzemenin en kalitelisini siz değerli filografi severlere ulaştırmak için elimizden geldiğince özveriyle çalışıyoruz. Müşteri memnuniyeti önceliğimizdir. 

              
              
              
  • ALMANYA' DA FİLOGRAFİ' YE GÖNÜL VERENLER


          Yurtdışında filografi sanatını pek bilmezdik. Gördüğümüz genelde iple çalışılan string art' dır. Son yıllarda burdan giden hocalarımızın Fransa, Almanya, İngiltere, Lübnan, Dominik Cumhuriyeti gibi ülkelerde açtıkları sergi ve kurslar sayesinde bu sanat yayılmakta hem vatandaşlarımız hemde yabancılar tarafından ilgi görmektedir.
           Almanya' nın Saarbrücken şehrinde yaşayan gurbetçi vatandaşımız Nihal Damar filografi sanatına gönül verenlerden. İlk İsa Kır hocanın eşi facebook ta yaparken görür bu sanatı ve merak eder. 
            Aslında ne kadar birebir bu sanatın öğrenilmesinden yana olsakta imkanı hiç olmayan kişilerin internet ve sosyal medya üzerinden öğrenmesi ve bilen hocalardan öğrenmesi o kişiler için bir şans. Nihal hanım da bence kendi yeteneği ve becerisiyle uzaktan eğitimi başarmış insanlardan biri. Tabi ki burada İsa Kır hocanın filografi sanatının doğru öğrenilmesi konusunda verdiği çabalarıda gözardı etmemek gerekir. 
            Nihal hanım filografiyle ilgili bütün videoları izlediğini ve takıldığı yerleri fotoğraf çekerek sorduğunu İsa hocanın da sabırla kağıda çizerek kendisine yardımcı olduğunu belirtti. İlk izine çıktığında İsa hocanın atölyesini ziyaret eden Nihal hanım İsa hocanın tabloyu örerken ellerini videoya çeker ve bu ona çok yardımcı olur. 
            İlk olarak Nihal hanım evdeki yüzeyi çatlamış et tahtasını kullanır ve üzerine bir nazar boncuğu yapar. Türk bayrağı ve futbol takımı logolarının çok ilgi gördüğünü ve bunlarla ilgili daha çok sipariş aldığını söylüyor Nihal hanım. Filografi yapımında zorlandığı modeller ise büyük iş olmalarından dolayı semazen ve tuğra olmuş. İnstagram' da tuğra tablosunu gören ve çok hoşuna giden Dubai' de yaşayan biri tablosunu satın alır. 
            Bir çok etkinlikte filografi standı açan Nihal hanım ilk kişisel sergisinide yapar. Almanlar tarafından büyük ilgi görür. İkinci sergisinde ise kursiyerlerinin çalışmaları yer alır. Kendisi de becerikli bir hanım olan Nihal hanım' ın ayrıca ebru sanatı ve iğne oyalarından  yaptığı takılarıda beğenilmektedir. Filografi malzemelerini yurtdışında bulmakta zorlandığını ve malzemeleri Denker Ticaret' ten getirttiğini söyleyen Nihal hanım' ın ilerdeki amacı bu sanatı daha ileri seviyelere getirmek ve Türk kadınının sesini ve becerikliliğini Almanlara göstermek ve duyurmaktır. 
            Biz Nihal hanımı ve arkadaşlarını destekliyoruz. Bu sanatı yaymada gösterdikleri çabayı takdir ediyor ve kendilerine başarılarının devamını diliyoruz. 
  • FİLOGRAFİ USTASI MUSTAFA BAŞTAN


    Filografi sanatını özümsemiş ve onu hayatının vazgeçilmezi yapmış bir sanatçıdan bahsetmek istiyorum. Mustafa Baştan bu sanatın hem yurt içinde hem yurt dışında yaygınlaşmasında büyük emeği geçenlerden biridir. İlk olarak hocası Aşır Düğer’ in bir tablosunu görerek başlar bu sanata. Daha sonra eğitimini alır. İlk zorlandığı eser Eyfel kulesi 90*90cm ölçüsünde bir çalışma olmuştur.
            2013 yılında Muş ilinde AB 4.3 eğitim projesi kapsamında 5 yabancı ülkeden 20 katılımcıya eğitim verir ve bu sanatı hem tanıtıp hem sevdirir. Yine bu yıl içersinde Almanya Hamburg Elele Engelliler Derneği’nden bir davet alır. Orada 3 ay filografi eğitimi verir. Eğitimin sonunda büyük bir ilgi gören bir sergi açar katılımcılarla birlikte.
            2014 yılında ustası Aşır Düğer’ den icazetini alır. Mustafa Baştan hocamız engelli vatandaşlarımıza gönüllü eğitim veren bir eğitimcidir. Bu eğitimlerden biri de Yalova Yeni Yaşam Engelliler Derneği’ dir. Bizde bu eğitimlerde bulunarak hem hocamıza hem de engelli arkadaşlarımıza destek olduk. Oldukça keyifli geçen eğitimlerde filografi sanatı sayesinde yeni dostlar edinmeninde ayrıca keyfini yaşadık.
            2014-15-16 yıllarında Bartın, Zonguldak, Çaycuma, Bolu ve Zonguldak halk eğitim merkezlerinde filografi üzerine usta öğreticilik yapar. Ayrıca Bartın Üniversitesi Evda Sağlık Hizmetleri öğrencilerine gönüllü olarak meşguliyet terapisi eğitimi verir.
            2016 yılında Avusturya’ da “70 Milletten 70 İnsan”  isimli projeye tek filografi sanatçısı olarak katılır. Yine bu yıl içerisinde Muş Malazgirt’ te DAKA teknik destek programı kapsamında 30 bayan öğrenciye filografi eğitimi verir. Daha sonra Van Gevaş’ ta da aynı program kapsamında yine 30 bayan öğrenciye destek eğitimi verir.
            Mustafa Baştan hocamız yine bir ilklerden olan Bartın’ da sokak sergilerini başlatır. Bu sergiler filografi sanatıyla birlikte karma sanat dallarından oluşur. 2017 yılında da arkadaşlarıyla birlikte Mustafa Baştan Kültür Sanat Eğitim Gençlik ve Spor derneğini kurar. Şu aralar Antalya Alanya’da turistik bir otelde filografi sanatının tanıtım ve uygulamasını yapmaktadır. Kendisine bu sanatı tanıtım ve sevdirmesine katkıda bulunduğu için teşekkür eder başarılarının devamını dileriz.

  • FİLOGRAFİ SULTANI ELİF ÖZAY


    FİLOGRAFİ SULTANI ELİF ÖZAY
         Bursa’ da filografi eğitmeni olarak görev yapan Elif Özay filografiyi şöyle tanımlıyor “ Çivi ile telin aşkı diyoruz biz eğitimciler, bu büyük aşkın en güzel eseri olan, sevgide yol almak isteyen gönüllerin mutlu olduğu yuvanın ta kendisi filografi..”
         Elif hanım 2010 yılında bu sanata hobi olarak boş vaktini değerlendirmek amacıyla başlar. İlk başladığı andan itibaren büyük bir hevesle yol alır. Bunu meslek haline getirip kendi mutluluğunu başka gönüllerde de görmek ister.
         2012 yılında Bursa BESOB tarafından düzenlenen ve ressam Şefik Bursalı Sanat Galerisinde gerçekleştirilen “ Unutulmaya yüz tutmuş el sanatları” adı altında açılan sergiye katılarak filografiyi ve kendini tanıtma fırsatını bulur. Yıllar geçtikçe daha da göz alıcı işlere başlayarak en güzel, huzur veren tablolarıyla 2015 yılında Tayyare Kültür Merkezinde muhteşem filografi tablolarıyla büyük ses getiren bir sergi açar.
         Elif Özay bir çok övgüler ve destekler alarak Filografi Filonun Sultanları isimli atölyesinde ortalama sayısı 50 yi bulan kursiyerleriyle eğitimlere devam eder. Eylül ayında başlayıp haziranda tamamlanan eğitimler yıllık olarak eski ve yeni öğrenci kayıtlarıyla devam etmektedir.
         Huzurlu bir ortamda yapılan her sanatın devamlılığı olduğu inancıyla attığı her adımda başarılı kursiyerler yetiştirir. Saim Devrilmez hocamızdan aldığı icazetle Elif hanım bu zanaati ömrü yetişince insanlara tanıtmak ve sevdirmek adına yürekten gönüllüdür.
         “Çivi ile çekicin tamir ve onarımdaki etkisini inan ruhunda da gerçekleştirdiğine şahit olduktan sonra, buna teli de ekleyerek sevginin sesini hissettirmek, aşkın dili ve bu sanatın eğitmeni olmaktan gurur duyuyorum”  diyerek duygularını dile getirir Elif hanım.
         Eğitim sürecinde araştırma, ön motivasyon, girişimcilik ve farklı yetenek dallarında kendini geliştirir. “Meslek edindiğim yaşamda efektif ve hızlı olma konusunda son derece hevesli ve özverili olduğumu, yapılan her sorumluluğu istekle, özenle ve dikkatli başarılar sonucu hem kendimi hemde kursiyerlerimi başarıya ulaştırdığım inancındayım” diyen Elif Özay Hocamıza canı gönülden başarılarının devamını diliyoruz.

  • FİLOGRAFİ USTASI İLKNUR YADİGAR ÖZKESER


      Yadigar hanım Bursa ilinde yaşayan filografi ustalarından biridir. 1967 Gemlik/Bursa doğumludur. Sanata ilgisi küçük yaşta kara kalem çizimle başlar. İlk ve orta öğretim sırasında bu dalda yapılan yarışmalarda ödüller alır.
    Filografi sanatıyla 2011 yılında tesadüfen tanışır. Çivi ve tel gibi kaba ve soğuk malzemelerle ortaya çıkan sıcak ve estetik çalışmaların güzelliği Yadigar hanımı bu sanatı öğrenmeye teşvik eder. Osmek’ in açtığı kurslarda Kübra Kaya hocadan ders alarak filografiye başlar.
    2012 yılının mart ayında Bursa’ daki ilk özel filografi atölyesini Balibeyhan Geleneksel El Sanatları çarşısında açar. Yine aynı yıl Londra’ da düzenlenen Anadolu Kültür Festivali’ ne katılarak filografi sanatını ilk defa yurt dışına taşıma onurunu yaşar. Daha sonra da Amsterdam, Lyon, Paris ve Londra gibi avrupanın bir çok şehrinde düzenlenen fuar ve festivallere katılır.
    Yadigar hanım filografi sanatına kendi çizimleriyle ayrı bir hava katmıştır. Saim Devrilmez hocamızdan aldığı icazetle çalışmalarına devam eden hocamız ayrıca facebook sayfasında, bu sanatı yapmak isteyipte öğrenme imkanı olamıyanlara resimli filografi yapım aşamalarını göstermektedir. Bu sanatı yapmak doğru bir şekilde yapmak isteyen arkadaşlara facebookta Dide Filografi Sanatı sayfasını izlemelerini tavsiye ediyoruz.
    Filografi sanatına olan sevgisini şu sözlerle ifade ediyor Yadigar hanım:” Hep derler ya filografi çivi ve telin aşkı. Ben hep sanatkarın çivi ve tele aşkı derim. Filografi benim hayatım, özgürlüğüm, kendimi ifade şeklim. Elim ayağım tuttuğu sürece çekici elimden hiç bırakmayacağım herhalde J.”
    Çalışmalarına halen Balibey el sanatları çarşısında sahibi olduğu Dide Filografi Atölyesinde devam eden Yadigar hanıma sanat hayatında başarılarının devamını dileriz.
  • FİLOGRAFİ USTASI ŞENNUR DOĞAN


    Karadeniz’ in Trabzon ilinde filografi sanatını tanıtıp yayılmasına vesile olan Şennur Doğan hocamız filografiyi görmeden sever. Sınıf öğretmeni arkadaşının anlatmasıyla bu sanatı seven ve öğrenmek isteyen Şennur hanım Balıkesir ili Burhaniye ilçesinde öğretmenlik yapan Gülizar Kaya hocadan ilk dersini alır. İki dönem ders alır. Ve çalışmalarına evinde devam eder. Eşinin görevi nedeniyle Trabzon’ a tayinleri çıkar. 2014 senesinde Trabzon’ da halk eğitime başvurur.
    Elindeki filografi teli ile yapılmış kelebek desenini gösterir. Çok beğenilir ve o sene Alacahan’ da görevine başlar. Yeni bir yerde yeni insanlara bu sanatı tanıtmak zor olsada Şennur hanım sekiz öğrenciyle çalışmalara başlar.
    İlk ürünler çıkmaya başladıkça herkesin hoşuna gider ve dikkat çekmeye başlar. İnsanların ilginç sorularıyla karşılaşır “ çivileri çaktıktan sonra sökücekmisiniz?” ya da çivi denince şaşırıp enteresan şekilde bakan insanlar…Filografi ismini telaffuz etmekte zorlananlar…
    Filografi teli, çivisini ve el aletlerini Denker Ticaret’ ten getirten Şennur hanım ürünlerini hızlıca çoğaltmaya başlar ve yılsonu sergisine çok güzel ürünler çıkartır öğrencileriyle beraber. Yoğun ilgi gelecek sene daha büyük tablolarla daha güzel bir sergi açar. Kışın ev hanımları ve çalışanlara yazın öğrencilere ders verir.
    Ortahisar Belediyesi’nin sponsorluğunda ilk sergisini Trabzon İl Kültür Müdürlüğü’ nde yapar. On gün süren sergiye basın büyük ilgi gösterir.
    Gümüşhane Köse Belediye Başkanının davetlisi olarak Köse’ de 15-19 Ocak tarihleri arasında öğretmen ve öğrencilerine başarılı bir filografi eğitimi verir.
    Halen Trabzon Alacahan’ da filografi derslerine devam eden Şennur Doğan bu sanatı eline alıp bırakamayanlardan. Sürekli yenilikleri takip edip gündem çalışmaları yapan Şennur hoca ayrıca KTÜ El Sanatları bölümünde okumaktadır.
    Kendisinden desteğini esirgemeyen herkese teşekkür eden Şennur hanıma bizde başarılarını devamını diliyoruz.


X